Günlük Yaşam Becerileri
İnsan sosyal bir varlıktır. Diğer canlıların ebeveynlerine bağımlılık süresi çok kısa olmasına karşın, insanın bağımlılığı yıllarca devam eder. Çocuk büyüdükçe, ebeveyni ve diğer birçok insan tarafından temel yaşam becerileri kazandırılarak yaşama hazırlanır.
Günlük yaşam becerilerinin öğretilmesindeki temel amaç, bireyin başkalarına olan bağımlılık düzeyini azaltmak ve bağımsızlığını arttırmaktır. Bir başka söyleyişle, bireyin kendi kendine yetmesini ve başkasına fazla ihtiyaç duymadan ayakları üzerinde durabilmesini sağlamaktır.
Normal çocuklar, öz bakım ve günlük yaşam becerilerini zihinsel gelişim düzeylerine, bedensel olgunluklarına ve ebeveynlerinin bu yöndeki destek yoğunluğuna paralel olarak kazanırlar. Çocuğun becerileri kazanması iki biçimde gerçekleşir: Birincisi, çocuğun yetişkinleri gözlemleyerek onları model almasıyla olur; ikincisi ise yetişkinlerin çocuğa doğrudan destek vermesi sonucu gerçekleşir. Şımartılmış ve öz bakıma ilişkin bütün gereksinimleri annesi tarafından karşılanan çocuklar, bazen 6–7 yaşlarına geldikleri halde ayakkabılarını, çoraplarını ve diğer birçok giysisini giyememekte, tuvalet temizliğini yapamamaktadır. Bu durum çocukların özgüvenini, benlik gelişimini olumsuz etkilemekte ve anneye bağımlılık süresini uzatmaktadır. Oysa çocuk, annenin desteğiyle 3 yaşına geldiğinde birçok öz bakım becerisini bağımsız veya az yardımla gerçekleştirebilir.Özel gereksinimli çocuklar sistematik öğretim uygulamaları olmadan öz bakım ve günlük yaşam becerilerini ya çok geç öğrenmekte veya hiç öğrenememektedirler. Çünkü bu çocukların öğrenme motivasyonları oldukça düşüktür, ayrıca bedensel ve zihinsel gelişimleri, bu becerileri yapabilecek seviyeye ulaşamamaktadır. Örneğin, çocuğun basit bir beceriyi yapabilmesi için öncelikle psikomotor gelişimi ile el-göz koordinasyonunun söz konusu beceriye uygun olması gerekir. Ayrıca çocuk, basit yönergeleri anlamalı, varlıklar arasındaki farklılık ve benzerlikleri kısmen de olsa algılamalı ve bir başkasını taklit edebilmelidir.
Normal gelişim gösteren çocuklar gelişim düzeyine uygun olarak yetişkinleri taklit eder veya etmeye çalışır. Örneğin, annesi tarafından kaşıkla yemek yedirilen çocuk, bir süre sonra ısrarla kaşığı annesinin elinden alarak bağımsız olarak yiyecekleri yemeğe çalışır. Anne, buna izin verdikçe çocuk bir süre sonra bu beceriyi kısmen veya tamamen kazanır. Diğer becerilerin öğrenim süreci de aşağı-yukarı böyledir. Özel eğitime gereksinimi olan çocuklar, bu bağlamda yeterli motivasyona sahip olmadıkları için, birçok beceriyi zamanında kazanamamaktadırlar.Bazı ebeveynler, çocuğunun öz bakım ihtiyaçlarını yıllarca kendileri yerine getirirler. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi çocuğun yapamayacağına olan inanç, diğeri ise çocuğa becerinin nasıl kazandırılacağına ilişkin yeterli bilgi ve deneyime sahip olunamamasıdır.
Özel eğitime gereksinimi olan çocuklara zamanında birçok günlük yaşam becerisi kazandırılabilir. Önemli olan doğru zamanda ve doğru yöntemle işe başlamaktır. Bunun için aile-eğitimci işbirliği çok önemlidir. Günlük Yaşam becerileri öğretilirken, motor gelişim ve diğer birçok gelişim alanını da destekleyici çalışmalar birlikte yapılmalıdır.Günlük yaşam becerileri, çocuk için hayati önem taşır ve birçok açıdan fayda sağlar. Öncelikle çocuğun bağımlılığını azaltır ve bağımsızlığını arttırır. Temel öz bakım becerilerini kazanan birey, başkasına ihtiyaç duymadan elini yüzünü yıkar, yemeğini yer, giyinir, tuvaletini yapar. Ayrıca ailenin üzerindeki yük de büyük oranda azalır. Böylece aile, özellikle çocuğun bakımını üstlenen bireyler, kendilerine daha fazla zaman ayırarak sosyal ilişkilerini artırırlar; arkadaş ve dostlarıyla daha sık bir araya gelirler, sosyal etkinliklere daha çok katılırlar. Dolayısıyla ailenin de sosyal kabul düzeyi artar. Çünkü altını kirleten veya yemek yerken yiyecekleri üstüne ve etrafa döken bir çocuğu, pek kimse gönül rahatlığıyla evine misafir olarak kabul etmek istemez. Çocuğunun bu yersizliklerinden dolayı anne babalar, sosyal ilişkilerini sınırlandırmak zorunda kalırlar. Bu durum bir yönüyle ailenin ruh sağlığı açısından da önemli bir risk faktörü olarak öne çıkar.
Günlük yaşam becerilerini kazanmış çocuk, daha fazla sosyal kabul görür. Bu yöndeki yeterlilik, çocuğa diğer birçok gelişim alanını destekleyici yolu açar. Üstü-başı kirli olan çocuk, hem okul arkadaşları tarafından dışlanabilir, hem de eğitimcinin kendisine çok sıcak bakmamasına neden olabilir.Kendi başına yemeğini yiyen, elini-yüzünü yıkayan, tuvalet temizliğini yapan, giysilerini giyen çocuğun öz güveni artar. Bu da akademik başarısını, sosyal ilişkilerini, ruh sağlığını, iletişim becerilerini ve diğer gelişim alanlarını olumlu etkiler.